Haber

Erbakan, “Uludağ Milli Parkı’ndaki bin dönüm arazi otel işletmeciliğine, betonlama ve inşaata açılacak.

Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Bursa’da ovada boş yer kalmadı. Şimdi Uludağ Milli Parkı’ndaki binlerce dönüm arazi otelcilik, beton ve inşaata açılacak. Böylece milyar dolarlık kiralar gelecek” dedi. Siyaseti ticaret olarak yapıyorlar.”Milli Görüş siyasetin ibadet olarak yapılması demektir. Aramızdaki temel fark bu. Siyaseti ticaret olarak yaparsanız ne milli parklara, ne doğal alanlara, ne ormanlara, ne yeşilliklere kulak verirsiniz” dedi.

Refah Partisi Yeniden Genel Başkanı Fatih Erbakan dün; Partinin Bursa Osmangazi İlçe Başkanlığı 2. Olağan Genel Kurul’a katıldı. Kongrede konuşan Erbakan şunları söyledi:

“Bütün zorluklara rağmen medyanın desteği olmadan, holdinglerin, patronların, dış güçlerin, hazinenin desteği olmadan 4 yıldır mücadele ediyorsunuz. Emeklerinizle tüm dünyaya siz olduğunuzu gösteriyorsunuz. 2. 40’ın kahramanları. Bugün Erbakan hocamız burada olsaydı eminim bu sahne karşısında hepimizi alnımızdan öperdi.

“BU ZİHİNLER, YABANCI GÜÇLER VE BATILILAR GİBİ YALNIZCA BAŞ GÜÇTEN GİDERLER VE YALNIZCA GÜÇTEN ANLARLAR”

Bizler bu mübarek günlerin farkına varırken İsveç’te cahil bir deli Kuran’a saldırdı. Asıl vahim tablo, İsveç hükümetinin gösteriye izin vermesi ve polis tarafından koruması ve nefret suçunun işlenmesine izin vererek önünü açmasıydı. Bu acı daha yeni yaşanırken Hollanda’da bir cahil Kuran’a saldırmaya kalkıştı. Bu menfur suçlar işlenirken devletin göz yumması, izin vermesi ve hatta polis tarafından devleti koruması, Milli Görüş’ün 50 yıldır savunduğu gerçeklerde haklı olduğumuzu bize gösterdi. 40 yıldır Erbakan hocamız ‘Bu Avrupa’dan bize hayır gelmez’ dedi. ‘Akıllarında İslam düşmanlığı var, bizi içeri almıyorlar ama kapı bağlarıyla istediklerini yapıyorlar’ dedi. O zaman Erbakan hocamızı garip bulmuşlar. ‘Avrupa’sız nasıl yapalım, Avrupa’yı bırakıp geri kalmış Müslüman ülkelerle mi olacağız?’ Diyenler… Avrupa Birliği kapısında bekletilme sonucu yaşanan bu gelişmelere bakınca Erbakan’ın ne kadar haklı olduğunu gördüler. Yıllarca Avrupa Birliği’nin kapısını aşındıran iktidarda kendince bir tepki gösterdi. Dış güçler ve batılılar gibi, gücü önceleyen bu zihniyetler, ancak güçten anlıyorlar. Bu yüzden onlar için bir güç olarak ortaya çıkmamız gerekiyor.

“TÜRKİYE’NİN ÖNCÜLÜĞÜNDE MÜSLÜMAN ÜLKELERİN BİRARAYA GETİRİLMESİ ÖNEMLİ BİR KONUDUR”

Müslüman ülkeleri Türkiye liderliğinde bir araya getirmek hayati önemde bir konudur. Müslüman ülkeler birlik olmazsa zulme karşı duramazlar. Bu olayları daha da kınıyoruz. Dünyada tespit edilen doğal gaz, maden ve kaynakların çoğu Müslüman ülkelerin elindedir. Fas’tan Endonezya’ya kadar uzanan boğazların üçte ikisi Müslüman ülkelerin elinde. Bütün bu nimetler birleştirilmeli ve bu güç bir yaptırım gücü olarak kullanılmalıdır. Üzülerek söylüyorum ki hükümet 20 yıldır Avrupa Birliği, G-20 ve ABD’nin peşinde. Şifayı Batı’da aradılar. Bu saatten sonra büyük Türkiye’nin önderliğinde D-8’in ihyası, D-60’ın kurulması ve İslam Birliği’nin kurulması yolunda rastgele bir adım atmayacaklar. Öte yandan masa etrafında toplanan muhalefet partilerinin de bu noktada mevcut iktidardan hiçbir farkının olmadığını görüyoruz. Yayınladıkları bildiride Avrupa Birliği’ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına tamamen teslim olacaklarını söylüyorlar. Amerika’daki hamburger gezilerini, İngiltere’ye yaptıkları para seferlerini, otel odalarında IMF yetkilileriyle iç görüşmelerini, küresel sömürü çarkının merkezi olan Davos toplantılarına katılmalarını, orada yaptıkları açıklamaları görüyoruz. Küreselcilerin adamı Jeremy adında bir kişiden zihinsel konsültasyon ve tavsiye almaları, masa ittifakının bu noktada kaygıyı giderecek bir adım atmasının mümkün olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Bu noktada diyoruz ki, büyük Türkiye’nin önderliğinde D-60 ve İslam Birliği’nin kurulması ve İslam Birliği’nin önderliğinde adil bir dünyanın tesisi için bu adımlar atılabilir, ancak bu adımlar atılabilir. Milli Görüşçüler, Yine Refah Partisi.

“Emekliliğe 5 bin 500 lirayı hak ediyorsan daha fazla borç yapılandırması yapmak zorunda kalacaksın”

14 Mayıs’ta yapılacağı söylenen seçimler öncesi hükümet seçim çalışmalarına hız verdi. Daha önce 2 bin liranın altındaki borçluların borçlarını sileceğini açıklayan hükümet, şimdi aynı uygulamayı vergi dairelerimize 2 bin liradan fazla borcu olmayan vatandaşlarımız için hayata geçiriyor. Müjde olarak ilan ettikleri olayla ilgili olarak şu tespiti yaptık; 5,5 milyon kişi 2 bin liranın altındaki borcunu ödeyemez hale geldi. 20 yıl Cumhuriyet tarihinde kimseye verilmeyen bir yetkiyle iktidarda kalanlar, milyonlarca insanı aileleriyle birlikte 2 bin liranın altındaki vergi ve prim borçlarını ödeyemez hale getirdi. Borçlarını ödeyemeyen vatandaşlara yardım edilmesini elbette destekliyoruz. Ancak önce insanları borca, icraya ve hacize teslim ederek ‘Bu borçları ve hacizleri kaldıracağım’ demek marifet değildir. Asıl maharet, milyonlarca vatandaşın satın alma gücünü ve refahını artırmak ve onların bu borca ​​ve hacizin içine düşmesini engellemektir. Açlık sınırındaki insanları kurtarmazsanız, paylaşımda adaleti sağlamazsanız bu sorunları çözemezsiniz. Biz de Refah Partisi olarak, ‘Biz bu ülkede sadaka dağıtmak için burada değiliz’ dedik. Biz her zaman bu ülkede yoksulluğu yok etmeye geldiğimizi söylüyoruz. Bakın Ocak ayında yapılan hesaplamalara göre açlık sınırı 9 bin 800 lirayı geçti. 10 bin liralık açlık sınırı olan bir ülkede emeklilere 5 bin 500 liraya layık görülürseniz daha fazla borcu yapılandırmak zorunda kalırsınız, vergi borcunuzu affetmek zorunda kalırsınız.

“ULUDAĞ’IN İNŞAATA AÇILMASI BURSA’NIN VE ÜLKEMİZİN DOĞASINA DAVRANIŞTIR”

AK Parti Bursa milletvekilleri tarafından hazırlanan ve 49 milletvekilinin imzaladığı yasa tasarısı meclisten geçti. Bundan sonra TBMM Genel Kurulu’na sunulması beklenen söz konusu tasarı ile…

Milli Park sınırları içinde tek yetkili olan Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü’nün yetkileri Uludağ Alan Başkanlığı’na devredilmiştir. Alan Başkanlığı’na sınırlarını genişletme yetkisi veren yasa tasarısına karşı çıkmamızın temel nedeni, Cumhurbaşkanlığı kararı ile sınırların değiştirilebilmesi ve bugün 2 bin hektar olmasına rağmen milli parkın tamamının işletilebilecek olması. 5 bin hektar olduğu tahmin edilen Alan Başkanlığı ile birlikte.

Ne yazık ki bu Başkanlığın kontrolünde olan bölgeler Bursa’nın akciğeri ve su havzası olan bölgelerdir. Çok sayıda az sayıda bitki türünün bulunduğu bir alan. Bu yerlerin kiraya, betona ve inşaata açılması için bu hukuksuzluğun hukuk unsuruyla örtülmesi için bir çalışma yapılıyor.

Bu tür yasal düzenlemeler; Uludağ Milli Parkı’nı kira karşılığı parsel satmaya sevk edecek düzenlemeler bunlar. Kabul edilmesi durumunda; Uludağ Milli Parkı gibi Türkiye’de de milli park statüsündeki 48 park aynı kaderi paylaşma tehlikesiyle karşı karşıya. Yine Alan Başkanlığının önerisi; 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu’na da aykırıdır. Bu nasıl bir kira hırsı, tamah hırsı, dolar, euro para sevdasıdır bu.

Bursa’da ovada boş yer kalmadı. Bütün bunlar yeterli değil. Şimdi Uludağ Milli Parkı içinde binlerce dönüm arazi; Otel işletmeciliği, betonlama ve inşaata açılacak. Milyarlarca dolarlık yeni rant yaratılacak. Ticaret olarak siyaset yapıyorlar. Milli Görüş, bir ibadet şekli olarak siyaset yapmak demektir. Aramızdaki temel fark bu. Siyaseti ticaret olarak yapıyorsanız; Ne milli parkları, ne doğal alanları, ne ormanları, ne yeşillikleri dinliyorsunuz. Ancak siyaseti bir ibadet olarak yapsanız da Milli Görüş tarihindeki örneklerini yaşarsınız.

haberhocalar.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu